Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Savaş devam ederken Sırpların zalim lideri Mladziç bir akşam Aliya İzzetbegoviç'i telefonla arayıp: "Niye kendinizi zorluyorsunuz, savaşı biz kazanacağız, gelin inattan vazgeçin" demiş. İzzetbegoviç de bilgeliği ile şu cevabı vermiş: "Şu anda gökyüzüne kafanı çevir ve bak ne görüyorsun Mladziç? Ayla yıldız değil mi?" "Evet" "O ayla yıldızın yerinde ne zaman haç görebilirsen, ancak o zaman buralar sizin olur." İnşallah Bosna semalarından, Balkan semalarından Ay-Yıldız dünya var oldukça hiç eksik olmaz. Biz buna inanıyoruz.
Sayfa 182Kitabı okudu
Neretva Nehrinin üzerinde yükselen Mostar Köprüsü, Osmanlı medeniyetinin Balkanlardaki sembolüydü. Tarihi köprü, nehrin boynunda bir gerdanlık gibi duruyordu, duruyor... Bu sebepledir ki, Hırvat topçusunun 9 Kasım 1993 sabahı Neretva üzerinde bir beyaz gökkuşağı gibi asılı duran Mostar köprüsüne atış yaparak yıkmaya çalıştığı bir köprüden daha fazlasıdır Mostar köprüsü... Türk'ün oradaki ayak izi, Türk'ün oradaki mührüdür. Bu yüzden Türk'e düşman olanlarda, hınç var, öfke var, hasetlik var...
Sayfa 138Kitabı okudu
Reklam
Arnavutluk halkı ahlâk yapısı ve yaşayış yönüyle birbirlerine bağlıdırlar. İkinci Dünya Harbine kadar Arnavut halkının çoğunluğu Müslümandı. Komünist yönetim dini inanç ve yaşayışları yasaklandı. Böylece bu dönemde halk dinlerinden koparıldı. Yeni nesiller dinsiz ve ateist olarak yetiştirildi. Bütün ibadethaneler kapatıldı. 2000 cami, mescit ve 100'e yakın kilise yakılıp yıkıldı. Sadece Tiran'da Gazi Etem Bey Camii ile Jirakostra'daki cami yıkılmadı. Bunlar da propaganda amacıyla müze olarak kullanıldılar.
Sultan I. Murad Türbesi
Anlatılanlara göre Türbe, Sultan II. Abdülhamid döneminde de bakımı ve koruması için Buhara'dan Avrupa'ya göç etmiş 'Türbedar' ailesine emanet edilmiş. Türbedarlık babadan oğula geçen bir meslek olduğu için aile yaklaşık 400 yıl boyunca Sultanın mezarını korumuş, kollamıştır. Osmanlı padişahlarının büyük önem verdiği I. Murad Türbesi, 1912 yılında Balkan savaşlarının kaybedilmesiyle harabeye dönmüş. Türbenin büyük bölümünü yıkan ve buradaki eserleri yağmalayan Sırplar, türbenin ziyaret edilmesine de izin vermemiş.
Türklerin çok ili var Ve yalnız bir dili var Başka dil var diyenin Kötü bir emeli var
Biz Balkanlar’da ve Doğu Avrupa’da yaklaşık 400 yıl kaldık ve XX. yüzyılın başında buralardan çekildik. Bakınız Endülüs’te bizim izlerimiz bile yok edilirken, biz 400 yıl kaldığımız Doğu Avrupa ve Balkanlar’dan çekilirken, gittiğimiz günden daha iyi bir durumda bırakarak çekildik. Doğu Avrupa ve Balkanlar’daki milletlerin ne dilleri, ne kiliseleri, ne manastırları, ne kültürleri... hiçbiri kaybolmadı. İsteseydik bu milletlerin bütün kültürlerini, dillerini, dinlerini, kiliselerini, manastırlarını, kısaca neleri varsa 400 yıl içinde yok ederdik. Bizi hiç kimse de engelleyemezdi ve buna çok da kolay başarırdık. Peki bunu niye yapmadık?.. Çünkü kültürel genetiğimiz buna maniydi.